Parker Solar Probe, 15 Kasım 2018 ve 5 Nisan 2019 olmak üzere iki farklı yakın geçiş gerçekleştirmişti. Uzay aracı bu yakın geçişlerde Güneş’in yüzeyine yaklaşık 24 milyon kilometre kadar yaklaştı. NASA’nın tabirlerine nazaran yakın geçişlerin akabinde uzay aracının sıhhat durumu şu anda çok düzgün.
NASA, Parker Solar Probe’dan şu ana kadar toplamda 22 GB’lık data indirildiğini söyledi. Uzay aracı, NASA’lı bilim insanlarının beklentisinden yaklaşık %50 daha fazla bilgi göndermeyi başarmış. Parker Solar Probe’un telekomünikasyon sistemlerinin kestirim edilenden daha düzgün bir performans gösterdiği söyleniyor.
Tarihin en hızlısı
NASA’nın 1,5 milyar dolarlık maliyetle hazırladığı Parker Solar Probe’un 2025 yılına kadar tam 24 defa yakın geçiş gerçekleştirmesi bekleniyor. Bu yakın geçişlerden birincisi geçtiğimiz kasım ayında gerçekleşmişti. İkincisi ise nisan ayında tamamlandı. Uzay aracı her iki yakın geçişte de Güneş yüzeyine 24 milyon kilometre kadar yaklaştı. Lakin sonraki yakın geçişlerde Parker Solar Probe’un Güneş’e olan uzaklığı daima olarak azalacak. 2025’teki son geçişte uzay sondasının Güneş yüzeyine 6.16 milyon kilometre kadar yaklaşması bekleniyor.
Parker Solar Probe ayrıyeten tarihin en süratli insan imali cismi rekorunu da elinde bulunduruyor (saatte 343.112 kilometre). Uzay aracı 2025 yılına kadar kendi rekorunu kırmaya devam edecek. Güneş’in fevkalâde kütleçekim kuvvetlerine maruz kalan Parker Solar Probe, son yakın geçişi sırasında saatte tam 692 bin kilometre sürate ulaşacak.
NASA’nın “Güneş’e dokunmak” olarak nitelendirdiği Parker Solar Probe, uzay araştırmaları tarihinin tahminen de en kuvvetli misyonlarından birisi. Güneş’in taç küre olarak bilinen atmosferinin en dış katmanına giriş yapan uzay aracı, bu manada insanlık tarihinde bir birincisi gerçekleştirmişti. Özel bir karbon kompozit ısı kalkanıyla korunan Güneş sondası şu anda ekstrem şartlar altında çok değerli müşahedeler yapıyor
NASA, Parker Solar Probe misyonunda elde edilecek bilgilerle Güneş’in yapısının ve aktivitelerinin çok daha uygun anlaşılabileceğini düşünüyor. Uzay ajansının en büyük beklentisi ise Güneş’le ilgili iki gizemli soruya cevaplar bulabilmek. Bu soruların “Güneş’in dış atmosferi (taç küre) neden yüzeyinden çok daha sıcak?” ve “Güneş rüzgarlarının yüklü parçacıklarını tam olarak hangi etken bu inanılmaz suratlara çıkarıyor?” olduğu belirtilmişti.
