OSD Lideri Cengiz Eroldu İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında otomotiv bölümünün 9 aylık üretim, satış ve ihracat bilgilerini kıymetlendirdi. Otomotiv kesiminde yılın 9 aylık periyodundaki ivmenin birinci 6 aydakine paralel gittiğini ve 9 ayda üretimin 1 milyonun üzerine çıktığını lisana getiren Eroldu, “Bu, çok sevindirici. Çok uzun yıllardan beri görmediğimiz bir sayıya geldik.” diye konuştu.
Kapasite kullanımında da güzelleşme görüldüğünü, bunun bilhassa ihracat tarafından desteklendiğini kaydeden Eroldu, “Kapasite kullanımımız yüzde 7 artarken, birebir düzeyde 9 ayda ihracatımızda adet olarak yüzde 7 arttı. Tutarsal olarak ihracatımız daha fazla artıyor. Bu da sattığımız eserlerin teknolojik düzeylerinin daha yüksek olmasından da kaynaklanıyor. Münasebetiyle fiyat olarak da 26,2 milyar dolarlık bir ihracat düzeyine ulaştık. İç pazar 9 ayda hayli yeterli bir mertebede devam ediyor. Toplamda ağır vasıta dahil yüzde 63’lük iç pazar artışını görüyoruz.” tabirlerini kullandı.
Eroldu, bu olumlu tablonun ekonomiyi desteklediğini lakin iç pazardaki yerli hissesinin daima azalmasının olumsuz olduğunu belirterek, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Yerli araçların hissesi bizim için değerli. Zira daima konuşuyoruz, Türkiye’de otomotiv endüstrisinin sürdürülebilirliği ve devamlılığı açısından iç piyasadaki satışlarımız bizim için kıymetli. Bizler sadece ihracata yönelik projelerle ayakta kalamıyoruz. Bu, çok uzun yıllardan beri daima altını çizdiğimiz bir husustu. O yüzden Türk otomotiv endüstrisinin muhakkak bir iç pazar satışını koruyor olması değerli fakat burada da kayıplara uğradığımızı görüyoruz. Toplam araçlarda geçen sene yüzde 45 olan yerli üreticilerin hissesi bu sene maalesef yüzde 37’lere gerilemiş durumda. Natürel burada en kıymetli faktör araba. Arabada de yüzde 39’dan yüzde 31’e giden bir yerli hissesi hissemiz var.”
“Avrupa’dan da şu anda devam eden bir talep görüyoruz”
Avrupa’dan da şu anda devam eden bir talep olduğunu lisana getiren Eroldu, şu tabirleri kullandı: “Aslında iç piyasada tahminen zayıflayacak diye bir beklenti var lakin zayıflamadığını da aylık sayılarda görüyoruz. Yani eylül kapanışını gördük daima bir arada aslında kuvvetli bir iç piyasa var. Ekimde de bunun paralel bir biçimde devam edeceğini görüyoruz şu anda. Paralelde üretimde de tekrar 1,5 milyonluk adetlere yaklaşım öngörüsü var üyelerimiz tarafından. Bu da yüzde 10’un üzerinde geçen seneye nazaran bir artış demek. Yani hem iç piyasa büyümesi hem de ihracatın büyümesi aslında otomotiv endüstrisinin sayılarını 2023 yılında destekliyor imajı var. Bunu net olarak görüyoruz. Bunlar da alışılmış hem ülke açısından hem de endüstrimiz açısından son derece olumlu. Genel bir kıymetlendirme yapmak istersek aslında kıymetli mevzu 9 ayda 1 milyonluk üretim sonunu açtık. Bu ne demek? Bu pandemi öncesindeki üretim sayılarımıza geri döndük demek. Aslında bu son derece olumlu üretimimiz açısından.”
Eroldu, Çinli markaların Avrupa’daki yükselişlerinin devam ettiğini ve Çin’in marka imajının olumlu tarafta değiştiğini kaydederek, AB’nin Çin menşeili elektrikli araçlara yönelik anti-dumping soruşturmasından çıkacak sonucun yakından takip edildiğini vurguladı.
“Pazarda yerlinin hissesi azalıyor”
OSD Lideri Cengiz Eroldu, otomotiv endüstrisi olarak iç pazardaki hareketliliği etkileyen bahislere da değindi. Türkiye pazarında bütün içten yanmalı ve hibrit arabaların yüzde 80 ve üzeri ÖTV diliminde olduğunu anımsatan Eroldu, şunları kaydetti: “Bu, Türkiye’de mobilite muhtaçlığı duyan vatandaşların araca erişimini engelliyor ve birebir vakitte iç piyasadaki yerli hissesinin azalmasını da tetikliyor. Zira bugün Türkiye’deki yerli arabacılar, yerli üreticiler genelde B ve C segmentlerinde daha erişilebilir araçlar sunuyor. Artık bu erişilebilir araçların yüzde 80 ÖTV ile satılması, müşteriler üzerinde daha büyük bir tesir yaratıyor. O da ithalatın hissesinin artırmasına yol açıyor. Öbür taraftan, Türkiye’de de Avrupa paralelinde elektrikli arabaların hissesinin artışını gözlemliyoruz. Geçen sene yüzde 1’di şu anda yüzde 5,9. Eylüle tek bakarsak aslında 2 haneli sayılara gelmiş durumda. Tekrar birebir biçimde Türkiye pazarında Çinli markaların da pazar hissesinin arttığını görüyoruz.”
Eroldu, kişisel müşterilerin araba kredisi alma konusunda yaşadığı zorlukların devam ettiğini belirterek, “Hem biliyorsunuz matrahlara dayalı muhakkak yüzdelerde kredi kullanabiliyorsunuz. Onun dışında bankaların kişisel müşterilere kredi vermekte çok istekli olmadığını görüyoruz. Tüm bu faktörleri alt alta topladığımızda geçen sene yüzde 45 olan iç pazardaki hissemizi maalesef yüzde 37’ye taşıyan bir tablo çıkıyor ortaya ki bu da söylediğim üzere otomotiv endüstrisi için çok sürdürülebilir bir sayı değil. Bunu da yönetmemiz gerekiyor.” biçiminde konuştu.
“İhracatımız 34-35 milyar dolar aralığında olabilir”
Cengiz Eroldu, açıklamalarının akabinde basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Otomotiv ihracatının bu yıl 35 milyar dolara ulaşabileceğine işaret eden Eroldu, “Rakamlarda gördüğünüz üzere yeterli bir trendimiz var ihracat tarafında. Şu anda 26 milyar dolardayız. Üç ay var. Eylülde 2,9 milyar dolarla kapattık. Yakın bir yerlerde kapatırız. 34-35 milyar dolar aralığında olabilir üzere duruyor.” diye konuştu.
Eroldu, bu sene otomotiv pazarının 1 milyon 150 bin adedin üzerinde gerçekleşmesini beklediklerini belirterek, “Ekimin de 100 binin altına düşeceğini beklemiyoruz. Esasen bu türlü olunca ekimi üzerine koyunca 1 milyona geldik neredeyse. Münasebetiyle görünen o ki artık bu iddia olmaktan da çıktı 2023 yılı 1 milyon 150 bin üzeri kapanacak.” tabirlerini kullandı.
Gelecek sene ise toplam satışlarda yüzde 10 civarında azalış beklediklerini kaydeden Eroldu, kelamlarını şöyle tamamladı: “Şimdi önümüzdeki sene de birinci 3 ay bir seçim öncesi devrimiz var. Türkiye’de her vakit bildiğiniz üzere o periyotlar canlı olur, bir hareketlenme olur. Lakin natürel Türkiye’nin şöyle de bir gerçeği de var onu da görmemiz lazım. Artık biz gerçek faiz patikasına girdik, bunu Sayın Bakanımız Mehmet Şimşek de daima söylüyor zati. Projeksiyon enflasyona baktığımızda Türkiye’deki faizler bugün artık gerçek faizi işaret ediyor. Geçmiş enflasyona bakarsak hala eksi faiz var lakin gelecek enflasyona bakarsak artık gerçek faize hakikat gidiyoruz. 2022’de, 2023’te niçin büyük bir talep patlaması oldu zira çok yüksek negatif faiz çıktı. Negatif faiz çıkınca para el yakmaya başladı, para el yakınca herkes mala geçmek istedi. Otomobil alan otomobil aldı, otomobil alamayan öteki şeyler aldı yani sonuçta herkes bir eser almak istedi, emtiaya gitti.”
