Günümüzde en çok merak edilen psikolojik tedavi yöntemlerinden biri olan hipnoterapi sırasında yapılan hipnoz uygulaması uyku ile kıyaslamak istersek, bunun uykudan daha derin bir uyanıklık hali olduğunu söyleyebiliriz. Hipnoz hali mühletince şuur kaybolmaz, bilakis farkındalık yükselir. Hipnozda dikkatin en üst düzeye yükseldiği duruma ise trans denir.
Hipnozda en yaygın rastlanan his vücudun epey gevşemesi, zihinsel ve duygusal bir özgürlük hissetmesidir. Hipnoz esnasında söylenen şeyler unutulmaz. Bilinçaltı günlük ömürde pasif haldeyken trans haline geçtiğinde faal olur. Söylenen kelamlar şuurun filtrelerine takılmadan bilinçaltı onları gerçekleştirme isteği duyar.
Hipnoz Halindeyken Kontrolümü Kaybeder miyim?
Kontrolün büsbütün kaybedilmesi kelam konusu değildir. Hipnozun hissiz bir uyku ve kendinden geçme halinden çok farklı ve daha keyifli bir ruh hali olduğunu söylersek yanılmış olmayız. Sahne sanatları ile uğraşanların hipnozun gizemini şovlarında kullanmaları ve hipnoz halindeyken kişinin şuursuzca davranışlar içerisine girdiği fikrinin yayılması bu mevzuda çeşitli güvensizlikler doğurmaktadır. Kişinin hipnozdaki halinden yararlanarak onu kimi telkinlere açık hale getirmek mümkündür. Lakin psikoloji ve psikiyatride danışanın bu formda yönlendirilmesi etik dışı kabul edilir. Bunu şov maksatlı uygulayan bireylerin ise tıbbi hipnoterapi ile rastgele bir ilgileri yoktur.
Hipnoz Tesiri İle Oluşan Değişimler Kalıcı Mıdır?
Hipnoz sonrası kişiyi doğal ayarlarına döndürme süreci de doğal formüllerle olmalıdır. Hipnoterapi insanın tabiatına uygun olduğu, zorlama olmadığı yahut kimyasal hususlarla tetiklenmediği için değişim kalıcı olur.
Örneğin bir diyetisyene gittiğinizde aldığınız reçeteyi uygulayabilmek için dileklerinizle gayret eder, bu kısıtlamaları istemeye istemeye uygular ve sonuçta belirli bir ölçü zayıflayabilirsiniz. Fakat zorlama ile meydana gelen bu değişim bir mühlet sonra tekrar eski halinize dönmenize sebep olur. Halbuki hipnozda zorlama kelam konusu değildir. Değişim oluşturulan telkinlerle içten gelir. Kişi yerleşik tavır ve davranışlarını değiştirir ve bunları alışkanlığa dönüştürmesi de kolaylaşır.
Biri denetimsiz bir biçimde yemek yiyor ve yedikleriyle tatmin olamıyorsa duygusal açlık ve ruhsal dengesizlik üzere meselelerle karşı karşıya olduğunu söyleyebiliriz. Diyet yapmak ise bu üslup önemli sıkıntılarla başa çıkmak için mutlaka tesirli bir formül değildir. Diyetin getirdiği bastırılmışlık ve kısıtlanmışlık hissi sonucu kişi kendini eskisinden daha gergin, gerilimli, öfkeli ve mutsuz hissedecektir.
Bilimsel araştırmalar hipnozun kişinin tabiatında var olan potansiyeli etkin hale getirdiği için her türlü tedavi ve güzelleşmede tesirli bir formül olarak kullanılabileceğini ortaya koymuştur.
Hipnoterapi İle Kaç Seansta Güzelleşme Sağlanır?
-
Hipnozdan yararlanmak isteyen bireylerle bir hipnoz ahenk testi yapılır. Şahısta hipnoza yatkınlık olduğu ve kelam konusu terapi formunun katkı sağlayacağı istikametinde geribildirimler alınırsa birinci seans yapılır ve durum kıymetlendirilir. Bundan sonra kaç seans devam edileceği uzman tarafından öngörülür. Ferdî tecrübelerimden yola çıkarak hipnoz seans sayısı olarak 6 ila 10’un pek çok sorun için kâfi geldiğini söyleyebilirim. Kişi görüşmeye geldiğinde aşağıdaki değerlendirmeleri yaparak bir öngörüde bulunabiliriz:
-
Sorunun ne kadar içselleştirildiği
-
Kişinin telkinlere yatkınlığı
-
Danışanla psikoloğun ahenge girmesi ve itimat ilgisinin kurulması
Hipnozun Tercih Edilmediği Durumlar Olabilir Mi?
Zihni çok geveze olan, çok takıntılı, mükemmeliyetçi bireyler bu hipnoz uygulamalarına karşı direnç geliştirdikleri için terapi müddeti beklenenden uzun sürebilmektedir.
Seans Aralıkları Ne Kadar Olur ve Bir Seans Ne Kadar Sürer?
İlk birkaç seanstan sonraki görüşmeler daha uzun aralıklarla yapılabilir. Örneğin haftada 2 yahut 3 sefer ile başlanıp haftada bir görüşme yapılarak devam edebilir. Seans müddetleri 60 ila 90 dakika ortasındadır.
Kişi Kendi Kendini Hipnoz Edebilir Mi?
Her türlü hipnoz aslında kişinin kendi kendini hipnoz edebilme, bir diğer deyişle otohipnoz yeteneği ile bağlantılıdır. Hipnozu uygulayan kişinin sihirli güçleri olamayacağına nazaran; her seansta aslında bireyde var olan potansiyelin harekete geçirildiğini söyleyebiliriz. Hal bu türlü olunca kâfi eğitimi alan ve iç disiplini sağlayan bir kişinin gereksinim duyduğunda kendi kendine hipnoz uygulaması yapamaması için hiçbir sebep yoktur.
Kendi kendine çalışma yapacak kişi başlangıç etabında bir uzmanın rehberliğine muhtaçlık duyar. Bunu otomobil kullanmayı öğrenmek üzere düşünün. Daima yanınızda biri varken otomobil sürmek zorunda değilsiniz. Bir mühlet sonra ustalaşıp kendinize olan inancınızı geliştirebilir ve kendi başınıza trafiğe çıkabilirsiniz.
Her Yaş Kümesi ve Rahatsızlıkta Hipnozdan Yararlanılabilir Mi?
Hipnoz tedaviyi yapan değil, tedaviyi destekleyen bir araçtır. Tedavinin tam olması için rehberin, yani görüşülen uzmanın bilgi ve tecrübesine gereksinim duyulur. Lakin istisnasız her yaş kümesi ve rahatsızlıkta hipnozdan yararlanılamayabilir. Ahenk sorunu, zeka geriliği, ağır psikiyatrik rahatsızlıklar üzere sıkıntılar yaşayanlarla uzmanla ahenge giremeyecek kadar küçük çocuklarda hipnozun uygulanması mümkün olamayabilir. Hipnozdan yararlanmak için derin hipnoz haline geçmek koşul değildir gerek yoktur.
Hipnozun Yan Tesirleri Var Mı?
Hipnoterapi bugün bilinen en inançlı ve tehlikesiz terapi tekniğidir. Kişinin ayarlarını bozmanın bilakis onu en doğal ayarlarıyla maksadıyla hipnozdan yararlanılır.
Hipnoz Sırasında Uyuyakalmak yahut Hipnozdan Çıkamamak Üzere Riskler Kelam Konusu Mu?
Hipnozun bir uyku hali olmadığını yazımızın başlangıcında da vurgulamıştık. Bununla birlikte kişi kimi vakit hipnozdayken çok derecede rahatlayarak uykuya geçebilir. Bu durumda bir mühlet sonra olağan uykusundan nasıl uyanıyorsa tıpkı şeklide kendi kendine uyanır yahut uyarılmak suretiyle uyandırılır. Hipnozda dalınan uykudan uyanamamak ya da hipnozdan çıkamamak gibi durumlar sırf kent efsanesi olup gerçekleşmeleri mümkün değildir.
Hipnozun En Yaygın Kullanım Alanları Nelerdir?
Pek çok alan hipnozdan yararlanabilir. Bunların en yaygınları;
-
Kronik ağrılar
-
Ağrısız doğum
-
Alt ıslatma
-
Ders çalışma isteksizliği
-
Kaygı bozuklukları
-
Strese bağlı somatik rahatsızlıklar
-
Yeme bozuklukları
-
Uyku bozuklukları
-
Motivasyon eksikliği
-
Öğrenilmiş çaresizlik
-
Korkular
-
Takıntılar
-
Yabancı lisan öğrenimi
-
Sigarayı bırakma
-
Madde bağımlılığı
-
Duygusal bağımlılıklar
-
Psikolojik kökenli bayılmalar,
-
Vajinismus
-
Cinsel problemler (ereksiyon olamama, erken boşalma , orgazm olamama)
-
Öfke nöbetleri
-
Dikkat eksikliği
-
Öğrenme güçlüğü
-
Sporculuk ve performans geliştirme
-
Kişisel gelişim
-
Sosyal fobi
-
Kekemelik
-
İletişim problemleri
-
Özgüven eksikliği
-
Panik atak
-
Alerjik rahatsızlıklar
-
Diş tedavisi
Bu yazının telif hakkı Adil Maviş’e aittir. Kaynak gösterilerek yayınlanabilir. Makaledeki bilgilere dayanarak rastgele bir teşhis ve tedavi uygulanamaz. Adil Maviş kendi geliştirdiği ve kişinin içsel dinamiklerini en üst düzeyde kullanılabilmesine dayalı koçluk ve kişisel danışmanlık hizmeti vermektedir. Bu bağlamda alacağınız hizmet teşhis ve tedavi kapsamında değildir.
